Haberler

25 Nisan 2022
PROF. DR. SONER YILDIRIM: “ÖĞRENMEZSEK VAR OLAMAYIZ”

Prof. Dr. Soner Yıldırım, Enstitü İstanbul İSMEK’in gerçekleştirdiği “Yakından Uzaktan/ Nasıl Öğreniyoruz?” başlıklı çevrim içi söyleşiye konuk oldu. Öğrenmenin önemini anlatırken, öğrenme olmadan insan dışında diğer tüm canlıların da biyolojik olarak devamının mümkün olmadığını söyleyen Prof. Dr. Yıldırım, buradan yola çıkarak öğrenme ile yaşam arasında bir ilişki olduğu gerçeğini savundu. Prof. Dr. Yıldırım, “Öğrenmezsek, büyük ihtimal var olamayız. Öğrenme bizi hayatta tutan en önemli beceri.” dedi.

Öğrenme ve gelişime, bazen yakından bazen uzaktan bakan söyleşi serimizin ilk konuğu,  Prof. Dr. Soner Yıldırım oldu. “Yakından Uzaktan/ Nasıl Öğreniyoruz?” başlığı altında gerçekleşen söyleşide konuğumuz; “öğrenmenin nedir, öğrenmeye neden ihtiyaç duyarız, öğrenme olmazsa ne olur, herkes aynı hızda mı öğrenir” gibi öğrenme ile alâkalı gibi pek çok konuya değindi. Moderatörlüğünü Enstitü İstanbul İSMEK Uzaktan Eğitim Merkezi Yöneticisi Soner Şimşek’in yaptığı çevrim içi söyleşide Prof. Dr. Soner Yıldırım ilk olarak, kendisinin uzmanlık alanı olan ‘öğretim teknolojisi’nin tanımını yaptı. ‘Öğrenmeyi manipüle etmeye çalışan bir bilim dalı’ olarak açıkladığı öğretim teknolojisinin, öğrenmeyi hem etkili yapmak istediğini hem de keyif veren bir ortam tasarlamak istediğini ifade etti.

“Öğrenmezsek Var Olamayız”
‘Öğrenme nedir?’ sorusuna karşı ters bakış açısıyla “Öğrenmezsek ne olur?” sorusunu soran Prof. Dr. Soner Yıldırım, “Öğrenmezsek, büyük ihtimal var olamayız. Ne teknoloji olur ne medeniyet ne de insanoğlu olur.” dedi. Öğrenme olmadan, insan dışında diğer tüm canlıların da biyolojik olarak devamının mümkün olmadığını söyleyen Prof. Dr. Yıldırım, buradan yola çıkarak öğrenme ile yaşam arasında bir ilişki olduğu gerçeğini savundu. Öğrenmenin, bir hayatta kalma refleksi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Soner Yıldırım, “Biz, öğrendiğimiz için var olmayı devam ettiriyoruz. Öğrenme bizi hayatta tutan en önemli beceri.” diye konuştu.

“Yazarak Öğrenin”
Öğrenmenin hem biyolojik hem de antropolojik bir tarafı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Soner Yıldırım, öğrenmenin aynı zamanda bizim kültürümüzü birbirimize aktarma yöntemimiz olduğuna vurgu yaptı. Öğrenme, eğitim bilimi açısından ele alındığında ise bilgi, beceri ve tutumdaki değişiklikleri kast edildiğini söyledi konuğumuz. Eğitim ile öğrenmenin ayrımını ise öğrenmenin mekanik, eğitimin ise sosyolojik olduğunu ifade ederek, “Eğitim bir şemsiye kavram. Onun altında dönen dişlilerin en büyüğü ise öğrenme. Biz de onu manipüle edebilmek için öğrenim yapıyoruz.” diye konuştu.  

‘Nasıl öğreniyoruz’ konusuna değinirken öğrenme için birçok özelliğimiz olan beynimizle ilgili olarak “Beyin, öğrenme için evrilmiş bir organ. Beyin çok fazla enerji kullanıyor ve en fazla enerjiyi de öğrenme esnasında kullanıyor. Ağırlık olarak vücudumuzun çok küçük bir yüzdesine karşılık gelen beynimiz, vücudumuzun ürettiği enerjinin 4’te 1’ini tüketiyor tek başına.” bilgisini verdi. Peki biz hangi durumlarda öğreniyoruz? Bu soruya şöyle cevap verdi Prof. Dr. Soner Yıldırım, “Dopamin salgıladıkça öğreniyoruz ama stres altında da öğreniyoruz. Stresli ortamlarda hatırlama oranı daha yüksek. Beynin şu özelliği var; beyin vasatı hafızaya çevirmiyor.” 

Prof. Dr. Yıldırım, öğrenmede el hareketlerinin önemli olduğuna vurgu yaptığı söyleşide, öğrencilere bir de tüyo verdi; “El hareketleriyle memori arasında çok güçlü bir ilişki var. Biz ne zaman ki ellerimizi kullanmaya başlıyoruz, beyin aktif hale geliyor. Diyor ki, benim bunu kodlamam, hafızaya geçirmem gerekiyor. O nedenle yazarak çalışın. Kendi cümlelerinle yazman önemli, kitaptaki cümleleri aynen yazman, o kadar önemli değil.”

Prof. Dr. Yıldırım’ın öğrenme ile ilgili daha pek çok bilgiyi paylaştığı söyleşinin tamamını, https://www.youtube.com/watch?v=evoFbRiMHxM  linki üzerinden izleyebilirsiniz.