Haberler

11 Kasım 2022
PROF. DR. OZANA URAL, ATATÜRK’ÜN YETİŞKİN EĞİTİMİNE BAKIŞINI ANLATTI

Marmara Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ozana Ural, ölümünün 84. yılında saygı ve minnetle andığımız Mustafa Kemal Atatürk’ün yetişkin eğitimine bakışını, canlı yayınımızda anlattı. Prof. Dr. Ural, “Atatürk ve Yetişkin Eğitimi” başlıklı söyleşide Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün, eğitimi ülke kalkınmasının temel taşı olarak gördüğünün altını çizdi.

Enstitü İstanbul İSMEK, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 84. yıldönümünde, “Atatürk ve Yetişkin Eğitimi” konulu bir söyleşi düzenledi. Moderatörlüğünü Enstitü İstanbul İSMEK Uzaktan Eğitim Merkezi Yöneticisi Soner Şimşek’in yaptığı söyleşinin konuğu, Marmara Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ozana Ural oldu. Yetişkin eğitimi alanında çalışmaları bulunan Prof. Dr. Ural, canlı yayında ilk olarak M. Kemal Atatürk’ün eğitime verdiği öneme değindi. Cumhuriyetin kurulduğu andan itibaren hatta kuruluşu öncesinde, Kurtuluş Savaşı’ndan galip çıkacağına inandığı ülkesinin sonraki dönemde hızla kalkınması için neler yapılması gerektiğini düşünecek bir dehaya sahip olduğunu vurguladı. “Aramızdan ayrılmasının üzerinden 84 yıl geçmesine rağmen hâlâ minnetle, sevgi ve saygıyla anıyoruz çünkü eğitime verdiği, ülkenin kalkınmasına verdiği önem devam ediyor.” diyen Prof. Dr. Ural, Atatürk’ün, ülkenin kalkınmasının eğitim yoluyla olacağını yürekten inandığını ifade etti.

“Eğitimin Gelişimin Anahtarı Olduğunu Düşünüyordu”
Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkenin durumunun hiç de parlak olmadığını söyleyen Prof. Dr. Ural, o dönem içinde bulunduğumuz tabloyu şu sözlerle özetledi; “Yaklaşık 13 milyon nüfusunuz vardı ve büyük kısmı köylerde yaşıyordu. Ülkede sanayi hemen hemen yoktu, ağırlıklı olarak tarıma bağlıydık ve tarım ilkel yöntemlerle yapılıyordu. Savaştan ağır şekilde çıkmıştık ve okuma yazma oranı çok düşüktü. 1923’te yaklaşık yüzde 10’umuz okuma yazma biliyordu. Böyle ağır bir tablo vardı.” 
Diğer yandan, 19. yüzyılın başında okuryazar oranının Rusya’da yüzde 15, İspanya’da yüzde 30, Almanya’da ise yüzde 80 olduğunu belirten Prof. Dr. Ozana Ural, sanayileşmiş ve üretimini modernleştirmiş toplumlarda okuma yazma oranının yüksek olduğuna dikkat çekti. “Atatürk sanayileşmenin, modernleşmenin, gelişmenin anahtarını eğitim olarak görüyordu.” diyen Prof. Dr. Ural, bu sebeple Cumhuriyetin kurulmasının hemen ardından topyekûn bir okuma yazma seferberliği başlatıldığını söyledi. Bağımsız, üretimini sağlayan, sanayileşmiş, muasır medeniyete doğru hızla koşan bir toplum olma idealiyle hareket eden Atatürk’ün, sanayileşen, güçlü ülkelerin eğitim hareketlerini yakından takip ettiğini de ifade etti.
“İskandinav Modeli Yetişkin Eğitimini Benimsedik”
Canlı söyleşi sırasında yetişkin eğitiminin tanımını da yapmak isteyen Prof. Dr. Ozana Ural, okul öncesinden üniversiteye kadar olan eğitimin, “örgün” eğitim olarak nitelendirildiğini belirtirken, okul dönemi dışında kişilere bilgi, beceri tutum davranış kazandırmak üzere verilen, çok geniş bir yelpazeye sahip olan eğitimin de “yetişkin eğitimi” olarak adlandırıldığını söyledi. Ural, “Bunun en iyi örneğini Enstitü İstanbul İSMEK’te görüyoruz.” diye de ekledi. “Yetişkin eğitimi” kavramının ilk olarak 19. yüzyılın sonunda ortaya çıktığını görürüz ifade eden Prof. Dr. Ural, sözlerini şöyle sürdürdü; “İki temel akım vardır yetişkin eğitiminde. İlki, Danimarka’dan köklenmiş İskandinav tarzı yetişkin eğitim anlayışıdır. Diğeri ise İngiltere ve Amerika gibi sanayisini çok daha ileriye götürmüş ülkelerde başlamış yetişkin eğitimidir.”
Prof. Dr. Ural, İngiltere’de sanayileşme ve kentleşme başlar başlamaz kalkınmayı hızlandırmak amacıyla gemicilere, maden işçilerine ve sanayide çalışan diğer işçilere yetişkin eğitimi verildiğini söyledi. Bugün sosyal refah ülkesi olarak gördüğümüz İsveç, Norveç, Danimarka gibi İskandinav ülkelerinin de 120-130 yıl önce hiç de zengin olmadığına dikkat çekerek, bu ülkelerin kalkınmalarında da yetişkin eğitiminin payının büyük olduğunu vurguladı. “Atatürk işte tüm bu gelişmelerin farkındaydı ve İskandinav modeli bir yetişkin eğitimi benimsedi. Yani millî ama aynı zamanda bağımsızlığını koruyan ve kalkınmasını yetişkinlerle birlikte yapmaya gayret eden bir misyonu ortaya koydu.” dedi.
Atatürk döneminde yetişkin eğitimi kapsamında atılan en büyük adımın okuma yazma seferberliği olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ural, Atatürk’ün topyekûn ve hızlı kalkınma düşüncesiyle alfabe değişikliğine gidildiğini, millet mektepleri açıldığını vurguladı.
 “Cumhuriyetin kurulduğu ilk andan itibaren toplumsal kalkınmamızın, bireysel gelişimimizin eğitimle olacağına canı gönülden inandık.” diyen Prof. Dr. Ozana Ural, bugün de hangi sosyal gruptan olursa olsun, hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun hemen herkesin, eğitime atfedilen önemin bilincinde olduğunu söyledi.
Söyleşinin tamamını izlemek için;