Op. Dr. Egemen Koyuncu, menopoz hakkında sağlık bilinci ve toplumsal farkındalık oluşturmak adına düzenlenen “Menopozda Sağlık ve Farkındalık” konulu söyleşide, menopozun bir son değil, kadın yaşamının doğal bir evresi olduğunu vurguladı. Op. Dr. Koyuncu, ateş basmalarından uyku bozukluklarına, bilişsel fonksiyondan kemik ve kalp sağlığına uzanan etkileriyle menopoz hakkında bilinmesi gerekenleri izleyenlerle paylaştı. Aynı zamanda tüm Enstitü İstanbul İSMEK sınıflarında da takip edilen çevrim içi söyleşi, büyük ilgi gördü.
Enstitü İstanbul İSMEK, kadınların yaşam döngüsünde önemli bir yer tutan menopoz hakkında sağlık bilinci ve toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla “Menopozda Sağlık ve Farkındalık” konulu bir söyleşi düzenledi. Enstitü İstanbul İSMEK Akademik Gelişim Sorumlusu Dr. Zeynep Özdoğan Gacal’ın moderatörlüğünde, Op. Dr. Egemen Koyuncu’nun katılımıyla çevrim içi gerçekleşen söyleşide, menopozun tanımı yapılarak ateş basmalarından uyku bozukluklarına, bilişsel fonksiyondan kemik ve kalp sağlığına uzanan tüm etkileri izleyenlerle paylaşıldı. Söyleşinin uzman konuğu, kadın yaşamının doğal bir evresi olan menopozu, adetlerin kalıcı olarak kesilmesi şeklinde tanımlayarak Türkiye’de ortalama menopoz yaşının 47-49 olduğunu belirtti. Koyuncu, 45 yaşın altındaki menopozun erken menopoz olarak kabul edildiğini de hatırlattı.
En Belirgin Semptomlar
Op. Dr. Egemen Koyuncu, kadınların yüzde 80’inde görülen ateş basması ve terleme şikâyetlerinin, menopozun en belirgin semptomları olduğunu belirterek, bu durumun bazı kadınlarda 10 yıl kadar devam edebildiğini dile getirdi. Bu semptomların yanı sıra uyku bozuklukları, duygu dalgalanmaları, bilişsel fonksiyon kaybı (Alzheimer ve demans) ile kemik ve kalp sağlığına uzanan etkileriyle menopozun, kadınlarda yaşam kalitesini etkileyen önemli bir süreç olduğuna dikkat çekti.
Kadınlarda geç menopoz döneminde kemik erimesi, kırıklar, kalp krizi riski Alzheimer gibi hastalıkların daha sık görüldüğünü belirten Op. Dr. Egemen Koyuncu, son adetle başlayan menopoz sürecinin yaşam boyu devam eden doğal bir süreç olduğunu ve doğru bilgi ve yaklaşımlarla etkilerinin hafifletilebildiğini vurgulayarak, “Nihayetinde bu dönemi bir hastalık dönemi olarak değil, yaşamın olağan süreci olarak görmek gerek.” dedi.
Yaşam Tarzı Değişikliği Önemli!
Op. Dr. Egemen Koyuncu, söyleşide menopoz döneminde yaşam tarzının önemine de değindi. Menopozda ortaya çıkan semptomlarla başa çıkmak için neler yapılması gerektiğini anlatan Koyuncu; sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, kaliteli ve yeterli uyku, stresin azaltılması ve sosyalleşmeye dikkat edilerek sürecin etkilerinin hafifletilebileceğini söyledi. Koyuncu, sigara gibi zararlı alışkanlıkların da süreci olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti.
Süreci Geciktirmek Mümkün mü?
“Menopozda Sağlık ve Farkındalık” söyleşisinin uzman konuğu Op. Dr. Egemen Koyuncu, menopozun kadınlarda iş yaşamına etkisinin de göz ardı edilemeyeceğini vurguladı. Kadınların 4’te 1’inin, menopozal şikâyetlerle baş edemediği için çalışmayı bıraktığını söyleyen Koyuncu, yine yüzde 25’inin de iş yerinde zorbalık gördüğünü söyledi. Bu bakımdan menopozla ilgili toplumsal farkındalık oluşturulması ve kadınların bu konuda desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Koyuncu, bir izleyiciden gelen soru üzerine, menopoz sürecini geciktirmenin mümkün olup olmadığına da değindi. Hekimlerin başvurduğu hormon replasman tedavisinin, süreci geciktirmediğini, ancak “Bu süreçteki en büyük silahımız” dediği bu tedavinin, menopozun yol açtığı kemik kaybı ve krizi riskini azalttığını, şikâyetleri azaltarak yaşamı kolaylaştırdığını vurguladı.
Op. Dr. Egemen Koyuncu, son olarak menopozun doğal bir yaşam evresi olduğunu yineleyerek doğru bilgi ve doğru yaklaşımla bu sürecin daha konforlu bir hale getirilebileceğini kaydetti. Enstitü İstanbul İSMEK sınıflarından da eş zamanlı olarak takip edilen çevrim içi söyleşi, izleyenlerden büyük ilgi gördü.
Söyleşiyi kaçıranlar, Enstitü İstanbul İSMEK’in Youtube kanalından yayının tekrarına ulaşabilir.











