Enstitü İstanbul İSMEK, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü” kapsamında bir söyleşi düzenledi. Siyaset Bilimci, Toplumsal Cinsiyet Uzmanı Doç. Dr. Ece Öztan ve Siber Güvenlik Uzmanı Ayşe Aktağ’ın katılımıyla düzenlenen söyleşide, Türkiye’de her 10 kadından 4’ünün şiddete maruz kaldığı belirtildi. Söyleşide psikolojik ve dijital şiddete maruz kalınması halinde neler yapılacağı üzerinde duruldu.
Enstitü İstanbul İSMEK, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü” dolayısıyla çevrim içi bir söyleşi düzenledi. Siyaset Bilimci, Toplumsal Cinsiyet Uzmanı Doç. Dr. Ece Öztan ve Siber Güvenlik Uzmanı Ayşe Aktağ’ın katılımıyla gerçekleşen “Kadına Yönelik Şiddetin Siber Yüzü: Dijital Şiddetle Mücadele Yolları” konulu söyleşi, aynı zamanda Enstitü İstanbul İSMEK sınıflarında, katılımcılar tarafından da ilgiliyle takip edildi.
Şiddet Gören Kadınlar Yardım Talep Etmiyor
Söyleşinin başında kadına yönelik şiddet konusunda bazı rakamsal veriler, izleyenlerle paylaşıldı. Siyaset Bilimci, Toplumsal Cinsiyet Uzmanı Doç. Dr. Ece Öztan, Türkiye’de her 10 kadından 4’ünün, eşi veya birlikte olduğu partneri tarafından şiddete maruz kaldığını belirtti. Öztan, şiddete uğrayan kadınların % 40’tan daha azının yardım talep ettiğine dikkat çekti. Öztan, hiç eğitimi olmayan kadınların % 43, yüksek eğitimli kadınların ise % 21’inin, fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığını vurguladı.
Şiddetin türlerini; fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik, flört şiddeti ve dijital şiddet şeklinde sıralayan Doç. Dr. Ece Öztan, şiddetin görünmeyen yüzü olan psikolojik şiddetle mücadelenin önemini vurguladı.
Siber Şiddete Karşı Neler Yapılmalı?
Siber Güvenlik Uzmanı Ayşe Aktağ ise söyleşide, kadınların maruz kaldığı dijital şiddete ve bu tür şiddet karşısında neler yapılması gerektiğine değindi. Günümüzde sıkça duyduğumuz siber takip yöntemi olan Stalklama/stalking’in, gizli bir izleme yöntemi olduğunu belirten Aktağ, bunun genellikle rahatsız edici ve tehditkâr bir amaç taşıdığını belirtti. Aktağ, kişiyi rahatsız edici siber takibin bir mekânla sınırlı olmadığını, dünyanın her yerinden bu şiddete maruz kalınabileceğini ifade etti. Siber Güvenlik Uzmanı Ayşe Aktağ, siber takibe maruz kalmamak için yapılması gerekenleri ise gizlilik ayarlarını kontrol etme, güçlü parolalar kullanma, iki aşamalı doğrulama, dijital ayak izlerini gözlemleme, engelleme ve raporlama, cihaz kullanma (telefon, PC), hesapları düzenli olarak gözden geçirme ve farkındalık geliştirme şeklinde sıraladı.
Siber Güvenlik Uzmanı Ayşe Aktağ, tüm önlemlere rağmen bir siber şiddete maruz kalındığında izlenecek yol haritasına da değindi. Bu konuda öncelikle karşılaşılan dijital şiddetle ilgili kanıt toplanması gerektiğini, ardından durumun kişi üzerinde yarattığı psikolojik etkinin belgelenmesi gerektiğini belirten Aktağ, saldırıda bulunanın hesap bilgilerinin kaydedilmesi ve yerel güvenlik birimlerine başvurulması, ayrıca ilgili sosyal medya platformunun, konu hakkında bilgilendirilmesi gerektiğine de vurgu yaptı.